Bu yazının amacı yeni bir tüketim ve buna bağlı bir üretim rejimini inşa etmek üzere dayanışma ekonomisi temelinde bir sistem kurgulamak ve bu sistemin lojistik ve finansal planlama ayaklarını oluşturup işleyiş adımlarını tasarlamak. Deneyimleri derinleştirip faaliyet alanını her yerele olabildiğince genişletme gereksinimini bir tarafta tutarak
İlk bölümde dayanışmaya dayalı üretim/tüketim birimlerini neden oluşturmamız gerektiğine dair çeşitli argümanlar aktarıp, daha pratik önerileri bu bölümde sıralayacağımızı belirtmiştik. Gerek dünyada gerekse de ülkemizde kapitalizmin çözüm üretemediği sorunları gören ve bu sorunlardan olumsuz etkilenen pek çok insan yeni dayanışma birimleri yeşertmek ve mevcut birimleri güçlendirmekle uğraşıyorlar.
Sınıf için Talepler
Salgına karşı alınacak önlemlerin ve yürütülecek mücadelenin, toplumsal olarak temel olan ihtiyaçlarla olmayan ihtiyaçları ayırt etmesi ve işçi sınıfının farklı olanak ve olanaksızlıklara sahip her kesiminin yaşamsal ihtiyaçlarına özel olarak cevap verebilmesi gereklidir.
Ahmet Gire Dünya üzerinde yarattığımız yıkımın etkilerinin birçok dindeki kıyamet miti gibi ya da filmlerde hep uzak gelecekte geçen distopya…
Ücret karşılığı emek gücümüzü sattığımız mesai süresinin sonunu “zorunluluk dünyası”ndan çıkış, mesai sonrası zamanımızı ise biyolojik ve toplumsal varlığımızı onarmak ve yeniden üretmek için kendi irademizle şekillendirdiğimiz “özgürlük dünyası”na giriş olarak hayal ettiğimiz zamanlar geride kalıyor. “Serbest zaman”ımızda, biz kendimizi ve çalışma kapasitemizi yeniden üretirken de sermaye için değer üretmeye devam ediyoruz
Neoliberal politikalarla yönetilen ekonomilerin, yüzyılın başından beri hem kapitalizmin kendi iç dinamikleri açısından hem de geniş halk kitlelerinin bu politikalar sonucunda yaşadıkları hoşnutsuzluklar nedeniyle bir çeşit döngüsel kriz yıllarına girdiğini gözlemliyoruz. Kapitalizmin kriz döngüsü o kadar hızlanmış durumda ki artık bir tanesi bitmeden diğeri hakkında farklı uzmanlardan, kurumlardan uyarılar gelmeye başlıyor.
“Ne iş yapıyorsun(uz)?”sorusu günümüzde ikili ve toplumsal ilişkileri başlatan ve ardından gelişecek ilişkinin rotasını belirleyen en kilit soru konumundadır.Çünkü; çok da uzun olmayan bir zamandır-iki yüzyıldan az- çalışmaya dayalı toplumlarda yaşamaktayız. Çalışmaya dayalı toplumlarda çalışma,gelir elde etmenin temel aracıdır.
gençemek Dergisi – Yeni Emek Çalışmaları Ofisi I.Giriş Genç İşçiler Çalıştayı, 12 Ocak 2019 tarihinde gençemek dergisi ve Yeni Emek Çalışmaları…
Neoliberal sıkışmışlığın görünürlüğünün iyiden iyiye arttığı, küresel ticaret savaşları ile kendi krizinden çıkmaya çalıştığı ve bunun da gelişmemiş sayılan ülke ekonomilerini daha da daralttığı yıllardan geçiyoruz. Kamusal alanı regülasyon görevini ve sosyal devlet araç setini otoriter rejimler eliyle iç güvenlik ve savunma sanayi kanalına sıkıştıran ülkeler yaşanan krizin faturasını geniş emekçi kitleye kesmekte ve enflasyonist ortamda insanları geçim sıkıntısına ve borçluluk sarmalı içinde yaşamaya mahkûm etmekte.
Kriz meselesi çok fazla ekonomist, çok teknisist bir yerden tartışılıyor. Halbuki bizim krizi daha ekonomi-politik bir çerçeveye çekmemiz lazım. Peki ekonomi-politik bir kriz tanımı nasıl yapılabilir. Aslında ekonomi-politik bir kriz tanımı yapabilmek için politik, ideolojik, kültürel reçeteleri de işin içine sokmamız gerekiyor.