Birdenbire tüm dünyayla birlikte kendimizi bir halk sağlığı meselesinin içinde bulduk. Bu yeni durumun emek mücadelesi içindeki yansımalarını Yeni Emek…
Bir sınıf dayanışması içinde olmamız gerektiğine şüphemiz yok ama bunun yöntemiyle ilgili bir öneride bulunmak isteriz. Önerimiz, sınıfın hem “gündelik” hem de “uzun vadeli” ihtiyaç ve çıkarlarını gündemine alacak, somut ilişki ve projeler üretecek, katılımcı, ve farklı alanlardaki çalışmaları kapsayıcı bir çalıştay düzenlemektir.
Baran Gürsel Bir yandan yeni yasal düzenlemelerle sınıfsal haklarımızın çalındığı, bir yandan yaşama ve sağlık haklarımızın yok sayıldığı, bir yandan…
Bu yazının amacı yeni bir tüketim ve buna bağlı bir üretim rejimini inşa etmek üzere dayanışma ekonomisi temelinde bir sistem kurgulamak ve bu sistemin lojistik ve finansal planlama ayaklarını oluşturup işleyiş adımlarını tasarlamak. Deneyimleri derinleştirip faaliyet alanını her yerele olabildiğince genişletme gereksinimini bir tarafta tutarak
İlk bölümde dayanışmaya dayalı üretim/tüketim birimlerini neden oluşturmamız gerektiğine dair çeşitli argümanlar aktarıp, daha pratik önerileri bu bölümde sıralayacağımızı belirtmiştik. Gerek dünyada gerekse de ülkemizde kapitalizmin çözüm üretemediği sorunları gören ve bu sorunlardan olumsuz etkilenen pek çok insan yeni dayanışma birimleri yeşertmek ve mevcut birimleri güçlendirmekle uğraşıyorlar.
Sınıf için Talepler
Salgına karşı alınacak önlemlerin ve yürütülecek mücadelenin, toplumsal olarak temel olan ihtiyaçlarla olmayan ihtiyaçları ayırt etmesi ve işçi sınıfının farklı olanak ve olanaksızlıklara sahip her kesiminin yaşamsal ihtiyaçlarına özel olarak cevap verebilmesi gereklidir.
Baran Gürsel Hepimizin sağlıklı olmaya ihtiyacı ve hakkı olduğu gibi, “toplumsal-ruhsal bir bağışıklık” için alternatif toplumsal düzenlere ihtiyacımız var. Bu…
Can Çukurova & Barış Yıldırım Şubat ayının başından beri büyük oranda gündemimizde olan korona virüsü geçtiğimiz hafta Dünya Sağlık Örgütü…
Ahmet Gire Dünya üzerinde yarattığımız yıkımın etkilerinin birçok dindeki kıyamet miti gibi ya da filmlerde hep uzak gelecekte geçen distopya…
Ücret karşılığı emek gücümüzü sattığımız mesai süresinin sonunu “zorunluluk dünyası”ndan çıkış, mesai sonrası zamanımızı ise biyolojik ve toplumsal varlığımızı onarmak ve yeniden üretmek için kendi irademizle şekillendirdiğimiz “özgürlük dünyası”na giriş olarak hayal ettiğimiz zamanlar geride kalıyor. “Serbest zaman”ımızda, biz kendimizi ve çalışma kapasitemizi yeniden üretirken de sermaye için değer üretmeye devam ediyoruz