Röportaj: Yasemin Kahveci, Carrefour – Tez-Koop-İş Üyesi

Çalıştayı genel olarak nası buldun, sana neler kattı?

Güzel bir etkinlikti, elbette katkıları oldu. Pek çok insanın hayatını öğrenmiş olduk, yaşadıklarını öğrenmiş olduk. Biz de mağazamıza çalışmak için gelen genç işçileri kazanmak istiyoruz, kaybetmek istemiyoruz. Sendikaya yönlendiriyoruz.

Özellikle genç kadın çalışanların çok sorunu var. Hatırlarsın, çalıştayda söz alan bir bayan arkadaş, hamile bir arkadaşının durumunu anlatmıştı. Bu bayanı tutmuşlar çok uzak bir mağazaya vermişler. Bunu duyduğumda ben çok üzülmüştüm. Hamile bir bayana yardımcı olmamız gerekirken, tutuyor işveren, ancak iki vesaitle gideceği daha uzak bir yere veriyor.

Bizim mağazamızda da hamile bir bayan var, şu an yanımda. Ben mağazamda temsilciyim ve elimden geldiği kadar onu ezdirmemekten yanayım. En hafif iş neyse onu yaptırmaktan yanayım. Bunu ben yapmasam erkekler hiç acımıyor, görüyorum.

Erkekler bu konularda kadınlarla dayanışma göstermiyor mu?

Erkekler hiçbir şekilde bu durumları önemsemiyorlar. ‘Bu bayan hamile biraz daha destek çıkalım,’ demiyorlar; veya hamile olmasa da bir bayan bir iş yapıyorsa, ucundan tutayım, destek çıkayım demiyorlar. Hatta daha çok üstüne gitme var: ‘Bayanın yeri evidir, neden çalışıyor?’, gibi konuşmalar da oluyor, erkek çalışanlar arasında.

İşyerinizde kadınlar mı ağırlıklı?

70 kişi çalışıyor, yarı yarıyadır.

Peki kadınlar bu tür konularda birbirlerine destek oluyor mu?

Oluyorlar, ama bazen de olmuyorlar. Destek olmayan bayanlar var. Çoğunluk kendi çıkarına göre hareket ediyor, kendini düşünüyor. Ben, ‘O bayandır yardımcı olalım, aynı cinsteniz diyorum’, ama birçok arkadaş ilgilenmiyor.

Biraz da genel olarak gençlerden bahsedersek, sence genç işçilerin yaşadıkları sorunlar neler? Üst kuşaklardan farklı hangi sıkıntıları var?

Ben 30 yaşındayım. 17 yaşında lise bitti, 18 yaşında market sektöründe, Carrefoursa’da çalışmaya başladım, 12 yıldır da aynı şirkette çalışıyorum. Başka herhangi bir sektörde çalışmadım; o yüzden sadece marketten örnek verebilirim.

Mağazamızda 20, 22 yaşında gençler var. Bazı gençler işine dört elle sarılıyor, yaşça büyükler de onlara övgüde bulunuyor. Ama bazen de öyle genç işçiler geliyor ki, bir gün çalışıp çıkıyor. ‘Sizle mi uğraşacağım?, A değil de B firmasına giderim’ diyor. Ama daha girişken, sohbet eden, işine sahip çıkan gençler de var.

Ben hep sabrettim; biri üstüme mi geldi, ‘Allah büyüktür, o gider başkası gelir’ diye düşünüyordum: ‘İşimi bırakmayayım, çalışayım, kendi ayaklarımın üzerinde durayım; kimseye muhtaç olmayayım.’ Ailemden harçlık istemedim, tersine ben yardımcı oldum. Ben hep bu zihniyette olduğum için bu kadar uzun süredir çalışıyorum. Ama şimdiki gençler öyle değil, çok çabuk sıkılıyor ve kaçmaya yer arıyorlar.

Gençlerse mobbing ve düşük ücret yüzünden sık iş değiştirmek zorunda kaldıklarını belirtiyorlar…

Doğru, para da sorun oluyor, ama Carrefour diğer şirketlere göre oldukça iyi. İkramiyesi var, aylık çeki var. Çoğu çalışan asgari ücret alıyor evet, ama yan hakları var. Bu daha ziyade erkekler için sorun oluyor: ‘Bu parayla evimi geçindiremiyorum, daha yüksek maaşlı daha iyi bir yer bulabilirim’ diye düşünüyorlar. Mesela üniversite mezunu gençler geliyor, iş bulamadıkları için mecburiyetten Carrefour’da çalışıyorlar. Ama iş buldukları zaman da gidiyorlar.

Sen ne kadar zamandır sendikalısın?

2009’da sendikalı oldum, 10 senedir sendikalıyım. Çalışma hayatının çoğunda sendikalıydım.

Çalıştayda, gençler sendikalarda daha fazla sorumluluk almalı, sonucu çıkmıştı.

Ben işyeri temsilcisiyim; sıkıntısı olan gelir yanıma, yardımcı olmaya çalışırım. Çözemediğim bir şeyse bir üste giderim. Sendikanın ne kadar değerli olduğunu anlatırım. Benim işim o.

Sence sendikalar gençlerin katılacağı kanalları açıyor mu?

Açık konuşmak gerekirse, çoğu çalışan sendikayı en çok parasal açıdan görüyor. İşe giriyor bir işçi diyelim ki, bana geliyor, ‘Abla beni sendikalı yap, ben de çek – ikramiye alayım’ diye görüyor. ‘Gençleşme’ gibi bir kaygı pek görmüyorum.

Peki sence gençler nasıl daha fazla sorumluluk alabilir sendikada?

Diyelim toplantı oluyor. Ben mağazamdaki sendika üyelerine diyorum ki, ‘Gelin siz de, bir şeyler görün arkadaşlar.’ Gençler, ‘Ben orada neden vakit harcayayım ki’, diye yaklaşıyorlar. ‘Gençler olarak biz de bir etkinlik yapabiliriz’, diyorum mağazamda, kimse yanaşmıyor.

Katılım yok maalesef. Mesela LCWaikiki’de Esenyurt deposunda çalışan sendikalı bir arkadaşımız işten atılmış. Yapılan basın açıklamasına işyerindeki gençleri götürmek istedik; işten atılan arkadaşımız da genç sonuçta. Ben kimseyi götüremedim oraya; kaç kişiyle konuştum, bunu bir zaman kaybı olarak gördüler. ‘Yarın sizin de başınıza gelebilir’ dedim. Sadece gençler değil bütün insanlar yalnız kendi çıkarını düşünüyor.

İnsanlar neden bencil ben de bilmiyorum. Ama bu konuda bence sadece sendikalar değil devlet de sorumluluk alabilir.

Sendika ne yapsa daha fazla genci çalışmalara katabilir?

Gençlere yönelik programlar etkili olabilir. Örneğin sendika şirketin genel müdürlüğüyle görüşse, oradan izin alıp, mesai saatleri içinde gençlere yönelik bir etkinlik yapsa ilgi görür. Haftalık izin dışında, ekstradan bir izin olsa, işte o zaman insanlar gelir. Her mağazadan 20-30 yaş arası on’ar kişi birkaç grupta toplanıp bir organizasyon, bir etkinlik yapılsa etkili olur. O zaman o gencin aklındaki fikirler ortaya çıkar, sendika o genci kazanabilir. Ama benim söylemem, senin söylemenle personel gelmez. Boş zamanından kimse ayırmak istemiyor. Bir personel mesai saati dolunca arkasına bile bakmıyor, koşa koşa gidiyor.    

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir